Haber

Türkiye’nin İsrail’le ticareti durdurmasının etkisi ne olur?

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana Türkiye bu saldırıların durdurulması ve sivillere yönelik insanı yardımları ulaştırılması için çaba yürütüyor. Türkiye bunu yaparken hem uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeye hem de İsrail yönetimin bu adımlara uymaya ikna etmeye çalışıyor.

Türkiye İsrail hükümetinin uluslararası hukuka ve uluslararası kuruluşların kararlarına uymasını sağlamak için bir dizi önlemi gündeme aldı. Bu önlemlerin ilk aşamasını Dışişleri Bakanı Hakan Fidan açıkladı. Bu kapsamda 9 Nisan’dan itibaren İsrail’e yönelik olarak 54 üründe ihracat kısıtlamasına gidildi. İsrail’in insani yardımların ulaştırılmasına izin vermesi istendi.

Aradan geçen bir aylık süreçte İsrail saldırılarına devam ederken, bir taraftan da Gazze’ye yönelik insani yardımlara yönelik engelleme politikasını sürdürüyor. İsrail’in evlerinden göç eden Gazzelilerin bulunduğu Refah’a saldırı hazırlığı yapması dünya kamuoyundan endişe ile takip ediliyor.

Türkiye bu süreçte İsrail’e yönelik yeni bir karar alarak tüm ithalat ve ihracatı durdurdu. Bu karar Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ile duyuruldu. Açıklamada “İsrail Hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin’deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir. Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur” ifadelerine yer verildi.

‘İsrail uluslararası kararları uygulamadı’

Türkiye’nin önce ticaret kısıtlaması ardından da ticareti tamamen durdurma kararı alması sürecini değerlendiren Ortadoğu Uzmanı Haydar Oruç şunları söyledi:

“Türkiye 9 Nisan’da Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre İsrail’e 54 kalemde ticaret kısıtlaması getirmişti. Gazze’de 7 Ekimden itibaren süren, İsrail’in yapmış olduğu soykırımda 35 binden fazla insan katledildi. Türkiye’nin bu bölgeye ulaştırmak istediği İnsani yardımlar İsrail tarafından engelleniyordu. 9 Nisan’daki kararla İsrail yardımları Gazze’ye gönderilmesine izin verinceye kadar bu 54 kalem malzemeden ticaret kısıtlaması gerçekleştirilmişti. Bu kalemler arasından demir, çelik, çimento gibi İsrail’in Gazze’de kullanabileceği ürünler vardı. Son kararla birlikte bu ticaret kısıtlamasının, bir sonraki adıma geçilerek, bütün ürünleri kapsayacak şekilde tüm ithalat ve ihracat kapsayacak şekilde, tüm mal ve hizmetlerin durdurulması şeklinde genişletildi. İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği soykırımı sonlandırması, Gazze’de kesin bir ateşkese varılması şartı koşuldu. İnsani yardımların da koşulsuz olarak Gazze’ye ulaştırılması talep edildi. Türkiye’nin talebi ve tavrı uluslararası hukuk çerçevesinde. Hem Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açmış olduğu bir dava devam ediyor. Uluslararası Adalet Divanı’nın vermiş olduğu ara kararda İsrail’in soykırımı engellenmesi talep edildi. Fakat İsrail bu kararı uygulamadı. Orada soykırıma varan politikalarına devam ettiriyor. Aynı zamandan BM Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu ateşkes kararı var. İsrail buna da uymuyor. Türkiye her iki uluslararası hukuk kurulunun kararlarının hayata geçirilebilmesi için, böyle bir karar aldı.”

‘Türkiye soykırım politikasını sonlandırmak istiyor’

Türkiye’nin ticareti durdurma kararını, Afrika Cumhuriyeti’nde Apartheid rejimine karşı uygulanan izolasyon politikasına benzeten Oruç sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:

“Bu kararı almasındaki ana gaye Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Apartheid rejimi döneminde, top yekûn bu ülkeye karşı bir izolasyon politikası başlatılmıştı. Ülkeye yönelik bütün mal ve hizmetlerin durdurulması, ilişkilerin kesilmesi söz konusu olmuştu. Güney Afrika Cumhuriyeti ondan sonra bu rejimden vazgeçmemişti. Türkiye’nin amacı İsrail’e de benzer bir politikanın uygulanması. Uluslararası yaptırımlara maruz kalması halinde İsrail’in bu tavrından vaz geçilebileceğinden yola çıkarak bu karar alındı. Bu karar metnin içinde bu politikanın İsrail halkına yönelik değil. Tamamen İsrail hükümetinin soykırım politikasını sonlandırmak ve Gazze’deki savaşını durdurmayı amaçlıyor. Bu çok açık bir açıklama. Zamanlama konusunda ise İsrail’in talepleri yerine getirmesi halinde, bu karardan vaz geçileceği söyleniyor. Açıklamada bu kararının işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin halkının ihtiyaçlarını aksatmayacağı vurgulanıyor. Filistin’e gönderilen mallar mecburen İsrail üzerinden geçiyor. Türkiye’nin kararı Filistinlilere giden yardımın kesileceği anlamına gelmiyor.”

‘İzolasyon son çare’

İzolasyon politikasının İsrail’in soykırımlarını durdurmak için son çare olduğunu belirten Ortadoğu Uzmanı Oruç, Türkiye’den sonra başka ülkelerinde benzer kararlar alabileceğine şu sözler ile vurgu yaptı:

“Küresel ve uluslararası izolasyondan bahsedebiliriz. Çok kapsamlı bir politika izleyecek Türkiye. Dışişleri Bakanımızın yaptığı bir açıklamaya göre Türkiye İsrail aleyhinde devam eden soykırım davasına Güney Afrika lehinde müdahil olma kararı alındı. Mahkemeye bu konuda çok kısa süre içerisinde başvuru yapılacak. Daha önce Nikaragua ve Kolombiya, Güney Afrika’nın yanında davaya müdahil olmuşlardı. BM kapsamında 7 Ekim’den itibaren, İsrail’in hem saldırılarının durdurulması, ateşkes ağlanması hem de insani yardımların ulaştırılması kapsamında Türkiye yoğun bir çaba yürütüyor. Hem Arap Ligi hem de İslam İşbirliği tarafından kurulan temas grubunu da bir üyesi Türkiye. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Riyad’daydı. Temas grubunun toplantısına katıldı ve neler yapılabileceğini konuştu. Hemen bu toplantının sonrasında hem davaya müdahil olma kararı hem de ticaretin tamamen kesilmesi kararının gelmesi zannediyorum Dışişleri Bakanı’mızın Riyad’daki görüşmelerde ilgili taraflarla bu konuda istişare yaptığı kanaatindeyim. Yapılan açıklamada İİT üyesi ülkelerden de buna benzer adımlar gelmesi beklendiği söylenmişti. Soykırım politikasının durdurmak, buradan geri adım attırmak için başka bir çare kalmadı. 7 aydır İsrail’e telkinde bulunuyor fakat İsrail bunları dinlemeyerek, uluslararası hukuku ihlal ediyor.”

‘Ticaretin durması İsrail’i daha fazla zora sokar’

Ticaretin durdurulmasının Türkiye’den çok İsrail’i zorlayacağını belirten Haydar Oruç şöyle konuştu:

“Son kararla birlikte İsrail, Türkiye üzerinden üçüncü ülkelerden aldığı ürünlere de kısıtlama uygulanacak. İsrail’in Azerbaycan’dan aldığı petrol ihracatını durdurması da söz konusu olabilecek. Aynı zamanda İsrail’in üretim için ihtiyaç duyduğu, hammadde ve rezerv cevherlerde Türkiye üzerinden gittiğini biliyoruz. Bu konuda İsrail’in Türkiye’ye bağımlılığı, Türkiye’ninkinden çok fazla. iki ülke arasında 2023 sonu itibariyle 6.3 milyar doları bulan ticaret hacmi Türkiye’nin lehineydi. Türkiye’nin ticaret fazlası vardı. Türkiye’nin bu konuda İsrail’e oranla eli daha rahat. Türkiye ihracat açığını başka ülkelere gerçekleştirebilir. İsrail’in Türkiye’den aldığı ürünleri başka ülkeden hemen alması biraz zor. Çünkü İsrail bölgede yaratmış olduğu savaş ortamı nedeniyle ticaret yolları tehdit altında. Umarım bu zorlanmanın İsrail’in uluslararası hukuka uyması konusunda tetikleyici etkisi olur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu